Para Biriktirme Yöntemleri 2- Kazıklanmayın

Para biriktirme yöntemleri yazı dizisine devam ediyorum. Yazı dizisinin bu bölümü kazıklanmama üzerine olacak. Giderler arttıkça ne hikmetse aldığımız ürünün, hizmetin hatta hayatın kalitesi azalıyor. Bu durum ürünlerin fiyatı arttığından değil ekomomik çöküşten kaynaklanıyor. Aslında bu konuda yaz yaz bitmez. Her sektörde farklı dolandırıcılıklar var. Ben denk geldiklerimi ayrı başlıklarda yazıyorum zaten. Blogun düşünsel bölümünde bulabilirsiniz o yazıları.

Özel sektörde dolandırılmamak için: Özel sektörde çalışıyorsanız dolandırılma olasılığınız yüzde doksandan fazla. Sanırım ülkemizde işçi haklarıyla ilgili ciddi problemler var. Ortada kanunlar var ama uygulayan yer yok gibi bir şey.

Şikayet için: Çalıştığınız yeri şikayet etmek için alo 170 veya cimeri deneyebilirsiniz. Alo 170 bana çelişkili cevaplar verse de siz yine de şansınızı deneyin. Eğer işvereniniz insan hakları ihlali yapıyorsa Avrupa İnsan Hakları mahkemesine ancak Türkiye Cumhuriyeti olanaklarını zorladıktan sonra ücretsiz başvuru yapabilirsiniz.

Ülkemizde işçilerin haklarını arama zorlukları: İşçiysen zaten ana problemin parayken notere başvurmak 150tl, işçi mahkemesine başvurma 500 tlden başlıyor. Fakirlik belgeniz varsa mahkemeden kazanacağınız paranın bir kısmını devlete bağışlama taahhütüyle adli yardım alabiliyorsunuz. İşçi mahkemeleri minimum bir sene sürüyor. Ortamın belirsizliğiyle patronunuz bir senede iflas ederse paranızı alabiliyor musunuz emin değilim.

Sözleşmenizin bir nüshasını alın: Anladığım kadarıyla işverenler sözleşmenin bir nüshasını işçiye vermek istemiyor. Normalde fotokopisi bile değil iki tarafın imzasının da olduğu bir nüshasının işçide olması gerekiyor. İş sözleşmeleri standarttır. Ancak işvereniniz ekstra maddeler ekleyebilir. Bir maddeye göre iş sözleşmeleri işçi aleyhine değiştirilemez. Eğer öyleyse ne mutlu. Ama 170’e sorduğumda biri sözleşmede belirtildiyse kanuna aykırı çalıştırılabilir, biri de kanuna aykırı çalıştırılamaz dedi. İşverenler istediklerini sözleşmeye ekleyip kanunlara aykırı bir şekilde sizi çalıştırabiliyorsa neden sözleşme nüshasını vermeye çekiniyorlar tam anlamadım. Bir diğer husus, maaşta sizle ne anlaşırsa anlaşsın asgari göstermeyeni ne gördüm ne işittim. Eğer gerçek anlaştığınız miktarı sözleşmeye yazdırabilirseniz ve bir nüshasını siz alabilirseniz işveren maaşınızı vermese dahi gerekli yerlere şikayet ederseniz geç de olsa maaşınızı alabilirsiniz. Ama sözleşmede bir şey yazmıyorsa ya da asgari yazıyorsa işvereniniz bir süre sonra maaşınızı asgariden yatırmaya başlarsa bir şey yapamıyorsunuz.

Sigortaya dikkat edin: Çoğu işveren sigortayı aylar sonra yapıyor. Bu hak kaybı dışında o döneme ait maaşınızı da hiç edebilir. Bu yüzden titizlikle sigortanızı kontrol edin ve sigorta yapılmadıysa şikayet edin.

İstifa etmeyin: İşveren işine gelmezse sizi çıkartabilir işten. Örneğin yedi gün yirmidört saat çalışmadınız diye işten çıkarmak istedi. Önce size istifa yaz der ya da kendi istifa metni yazıp size imzalatmaya kalkar. Sakın gaza gelip imzalamayın. Haksız işten çıkarıldığınızda istifa yazarsanız tazminat ve işsizlik maaşı dahil pek çok hakkınızdan feragat edersiniz. Daha kötüsü işveren haber vermeden işten çıktı diye yarım maaşınıza el koyabilir. İşveren git yarın gelme de diyebilir. Bu şekilde iki gün üst üste haber vermedi diye sizi haklı işten çıkararak da tüm haklarınıza konabilir. O yüzden bu durumda iki gün içinde harekete geçmelisiniz. Noterden ihtar çekebilirsiniz. “İşten çıkarıldığım sözlü olarak bildirilmiştir, yazılı belgenin tarafıma verilmesi” şeklinde ya da 170e de bildirerek “işten sözlü olarak çıkarıldım alacaklarım şu kadardır” şeklinde noterden yazı gönderebilirsiniz. Ayrıca kanıt niteliğinde ses kaydederseniz lehinize olabilir. Genelde bu tarz şeyler yapınca işveren sizi işten çıkarmaktan vazgeçiyor bu da enteresan. Noter çok pahalı demiştik. Pttden iadeli taahhütlü gönderince de oluyormuş diye duydum bir yerden ama yine de bu durumda kalırsanız araştırın.

Her şeye atlamayın para istiyorsa uzak durun: Size şuradan şunu kazandınız ya da şuna seçildiniz denilir ve para istenirse dolandırıcıdır hemen kaçın.

Her şeyi imzalamayın: Bu konuda başıma gelen bir kurs kaydında oldu. Kurs kaydını imzaladıktan sonra taşınma durumu çıktı ve kursa gelmeyeceğimi bildirdim sonra icraya vermişler. Halbuki imzaladığım yerde şunun için şu ücreti vereceğim bile yazmıyordu sadece kurs kaydıydı. Hatta resmi kurs kaydı bile değildi. Ama imza var diye tüketici hakları arkanızda durmuyor ve ödemek durumunda kalıyorsunuz. Bence verilmeyen hizmetin ücretinin alınması haksız kazanca giriyor ama biz hakkımızı alamadık bu konuda. O yüzden herhangi bir konuda hiçbir şey imzalamamaya çalışın. Dediğim gibi ortada ücret taahhüt bile yokken bir imza borçlanmanız için yetebiliyor. Aldığınız hizmeti veya ürünü aldıktan sonra peşin ödeyin ve hiçbir şey imzalamayacağınızı söyleyin.

İmzaladığınız taahhütleri dikkatli okuyun: Herhangi bir ürün ya da hizmet alırken illa bir belge imzalayacaksanız iyice okuyun. Örneğin imzaladığınız yerde “istersek tüm mal varlığınıza el koyabiliriz” yazıyor diyelim. Siz de satıcıya “hayırdır müdür bu ne diye” sordunuz. Satıcı da “yok canım bu öylesine, siz sadece ürünün fiyatını indirimli ödeyeceksiniz” derse inanmayın genelde imzaladığınız belgede yazan geçerli oluyor. Hatta ses kaydedilen görüşmelerde bile bu tarz imzalanılan sözleşmenin aksi bilgiler verilebiliyor. Ama siz telefonda “böyle dediniz ses kaydını istiyorum” deseniz bir anda ses kaydını kaybediveriyorlar. Kimseye Güvenmeyin!

Kontörlü hat kullanın: Gerçi ben kendimi faturalı hattan kurtaralı çok oldu belki işler değişmiştir ama 2009 öncesi dönem işte aylık sınırsız 20lira diye aldık. Bir baktım aylık 80tl ödemeye başlamışım. “Hayırdır hacı niye böyle oldu o zaman ben iptal edeceğim” dedim. “Kampanya boyu taahhütünüz var o zaman 250lira ödersiniz” dediler. “El insaf beş senedir kullanıyorum kaç senelik taahütmüş bu” dedim. 10 senelikmiş. Halbuki alırken bir sene demişlerdi. 10 senelik taahhüt mü olur? Neyse kontörlü hatlarda böyle bir dert hiç yaşamadım. Mutluyum.

Pahalı alternatifleri tercih etmeyin: Her şeyin en adisini alın demiyorum ama kaliteli ve uygun olanını alın. Üç dört yıl önce bir ayakkabıya bir dünya para verdim marka falan. Bir haftada parçalandı yazık günah. Daha ucuza aldığım güvenilir markalar yıllardır dayanıyor.

Şikayetvara yazın: Bir firma şikayetinizi öteler sizi oyalarken şikayet vara yazıp onları rezil ettiğinizde probleminizi çözebiliyorlar. 2009’da superonline kullanıyordum. Kayıt edilen telefon konuşmalarından birinde “taşınma gibi bir durumda ekstra ücret ödemenize gerek yoktur” dediler. Sonra gerçekten taşınma durumu oldu. Kullanmamama rağmen bir senelik ücreti peşin ödedim. Hadi ona ses etmeden ödedim. Sonra modemin parasını istediler. Aslında bir sene üstü ödemelerde modem benim oluyordu ben de bir senelik ücreti ödemiştim. Neyse onu da sorgulamadım. Elimdeki sözleşmede modemle ilgili “ya müşteri modemi teslim eder ya da ücretini öder” yazıyordu, ben de yeterince soyulduğumdan teslim edeceğim dedim. Ama bir türlü adres vermediler. Bayiliklere gittim bilgi vermediler. Sonunda maliyeden bir tanıdıktan adreslerini bulup iadeli taahhütlü gönderdim. Aylar sonra durduk yere icraya vermişler. Ve gariptir, yüzlerce kişiyi icraya vermişler. Bu da bu arada, olta adı verilen bir dolandırıcılık yöntemiymiş. Yüz, iki yüz lira gibi paralarda icraya veriliyor insanlar. İcra olunca korkup aslında borcu olmasa da kurtulayım diye nasılsa miktar fazla değil diye ödeniyor. Ben öyle düşünmedim mücadele ettim. Neden dolandırıcılara para kaptırayım ki diye düşündüm. Aradım neden icraya verildiğimi söylemediler. Ancak parayı ödeyince ne borcum olduğunu söyleyeceklermiş. Şikayet vara yazıp onları rezil edince çözdüler icradan dosyayı aldılar. Hatta “bi elli lira atın bari” gibi bir şey bile dediler. Sövülmeyecek gibi değildi. Yakamı zor kurtardım adamlardan. Hatta sonra durumu tüketici derneğine taşımak istedim. Bizzat derneğe gittiğimde oradaki yetkili “burada tüketici hakları diye bir şey yok, biz de hiçbir şey yapmıyoruz” demişti. Bazen böyle şeyler yaşayınca cidden acaba bu ülkede hak hukuk yok mu, ben de göçmenlik vesaireyle bu kadar boşuna mı uğraşıyorum, mülteci olarak falan mı bir an önce çıkıp gitsem bu ülkeden demiyor değilim ama sonra herhalde işini sevmeyen bir memura denk geliyorum diyip kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum.

Borcu yoktur belgesi alın: Üstte yazdıklarımdan sonra bir daha durduk yere borç çıkarmasınlar diye borcu yoktur belgesi istedim. Vermediler. Düzenli aralıklarla arayıp istemeye devam ettik. Superonline el değiştirince verdiler.

Ev sahibiniz depozitonuza çökmesin: Benim gördüğüm ev sahiplerinin çoğunluğu haksız olarak depozitoya çökmeye çalışıyor. Elbette eve zarar verdiyseniz, kira ve fatura ödemediyseniz çökmek hakkı. Ama benim gördüğüm çoğu hakkı olmadan çökmeye çalışıyor. Bunun için çıkacağınız dönemde noterden ihtar çekin ki sonradan bana haber vermeden çıktı diye çökmesin. Evde fazladan eşya varsa kira sözleşmesine yazılabilir. Orada olmayan bir eşya yazmamasına dikkat edin. Ayrıca eve zarar vermediğinizi kanıtlamak için çıkmadan evin ayrıntılı fotoğraflarını çekebilirsiniz. Ben genellikle kira ve fatura ödemeyerek içerde depozito bırakmıyorum böylelikle kazıklanmıyorum.

Marketlerde dolandırılmayın: Bir makro markette bir ürünün altına yazdıkları fiyatla kasadaki fiyatlar uyuşmuyor. Bir kozmetik markette bunu fark etmiştim. Adamlar müşteriyi koruyup biz yanlış yazmışız size bu fiyattan vermek zorundayız demişlerdi. Helal demiştim. Aynı şeyi makro marketten de bekledim ama oralı olmadılar. Birden çok ürünlerinde böyle yaptıklarını fark ettim. Kasaya gelince her şey daha pahalı oluyordu. Ben de bunu fark ettikten sonra daha uygun ya da indirimli diye hiçbir şeyi almadım. Başka yerde bulamadığım ürünlerin de yazan fiyalarını da kasaya gidene kadar ezberleyip kasadan geçtikçe fiyatları kontrol edip etiketiyle uymayanı iptal ettiriyordum.

İnternet alışverişlerinde dikkat: Artık herkes internetten ürün satmaya başladı. Güvenilir olmayan sitelerde kapıda ödeme yapabilirsiniz. Gittigidiyor gibi yerlerden yapacağınız alışverişlerde satıcıdan kaynaklı, hesaplarıma göre ürünlerin yüzde kırkı defolu çıkıyor Geri gönderip paranızı geri alabiliyorsunuz. Bu yüzden ödemeyi onaylamadan ürünü iyice inceleyin.

Haksız icralara karşı: Hiçbir şeye bulaşmasanız da duyduğuma göre bir dönem herkesin tc bilgilerini çalmışlar ve nüfus bilgilerinden insanları borçlandırmaya başlamışlar. Şu kurs meselesinden sonra bana mantıksız gelmedi çünkü kurs meselesinde resmi kurs kaydı da yoktu, aldığım hizmet, ürün hatta borçlu olduğuma dair bir sözleşme bile yoktu. O zaman tc kimlik no yeter borçlandırma için demişlerdi. Zaten herif şahsi borç göstermiş ortada senet varmış ama senet de imzalamamıştım. Tc nodan senet yazmış galiba adam sonra da yukarıda yazdığım olta yöntemini uygulamış. Her neyse bu tarz şeyleri önlemek için bir şey düşündüm. Belki geçersizdir ama bir ara deneyebilirim. Yakın akraba biriyle karşılıklı boş senet imzalayıp icraya vereceksiniz. Dolandırıcı sizi icraya verirse maaşınıza ancak bir icra verilebiliyor. Hemen kendi icra dosyanızı aktifleştireceksiniz ve al ver yapacaksınız parayı böylece maaşınızı dolandırıcılara kaptırmayacaksınız. Yakın akrabanız sizi kazıklamaz diye düşünüyorum. Çünkü sizde de onun seneti olacak sonuçta. İşe yarar mı emin değilim ama bana mantıklı geldi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir